Ana içeriğe geç
  1. Kategoriler/

Kurmaca Anlatı

Öykü bütünlüğü oluşturmayan kısa kurmaca anlatılar.


Ara

·1 dk
Sona henüz başlangıçtayken bile az bir yol var ve çok az kişi okumaya devam ediyor.

Sözü Edilmiş Son Paragraf

·1 dk
Eniyle boyu güvercin başını geçmeyen grimsi taşların yeni kırılmış gövdelerindeki pürüzlü, tuzlu parlaklıklarıyla havayı törpüleyen sivri köşelerinin açtıkları yaralardan kan diye döktürdükleri damlalar, toprak, ter ve sonunda çamurla lekenmiş yüzün kasları gevşemiş ifadesi, adam ayılırken yüzündeki kaslar kıpırdıyor.

Plastik Tabaktaki Fotoğraf Sarısı Meyveler

·1 dk
Sehpa, yarısı ayakta duran ve hafif eğilen, birbirlerinin omuzlarına abanan, sakallarıyla, çıplak yanaklarıyla ya da yeni terleyen tüyleriyle diğerlerinin kulaklarına eğilir, bir şeyler haykırır gibi görünen, kalan yarısı hasır taburelerde oturan ve omuzlarına abananları taşıyan, gürültü arttıkça coşan bir düzine adamın ortasında, doğrudan gülümser başka bir adamın önünde.

Projektör Karga Bir Karga Projektör

·1 dk
çırpınarak perdenin kenarına vurduğunda, ucunda ne olduğu seçilemeyen siyah ve kıvrık gagası ve yine siyah, gözlere kıvrılmış boynu, kanatları, kuyruğu, bunların arasında kalan sisli beyaz gövdesi ve bütünüyle kendisi olduğu gibi merakla yağlı lekelerin arasında dikkat çekebilseydi, fark edilebilirdi.

İnsanlaşmanın İmkansızlığı

·1 dk
Yürüdüğü dar sokaklarda ellerini iki yana uzattığında ve gövdesini esnettiğinde, parmaklarına birkaç santim nefes alımlık uzamsızlık sağlayan duvarlar, gözlerini kapadığında bu uzamsızlığı savunmasız sinesine akıtıp şişiriyor ve kendisini, başkasını genişletmiş olmakla genişletiyor.

Küçük Boyutlardaki Anlaşılabilir Şeyler

·1 dk
Kediler, holding binasının [Binanın katlarının iki yüz yetmiş üçü sıradan personelin erişimine şu şekillerde açık: Tırmanılabilir, yürünebilir, asansör, balon gibi bir araç yardımıyla yükselinebilir.

Masanın Diğer Ucu

·1 dk
Televizyon kutusuna bakmaktan boynunun tutulduğu, gözlerinin yaşardığı, ayak parmaklarının en küçüğünden başlayan karıncalanma bileklerine, bacaklarındaki kıllardan gövdesine, omzuna, boynuna uzandığı, tembellik, hayatta insanın elinden tek sefer dışında çıkamayacak kadar içi dolu edimin ağırlığı ve cüretkarlığıyla sahip olduğu tüm itkileri tek seferde harcamanın çaresizliğiyle kilitlenmiş, sadece kafası hissedilebilir ve berrakken, zamanın geçişini uzayan tırnaklarından anladığı günler -bir de eğer ellerse sakallarından; çünkü artık ne aynaya ne saate bakıyordu ne de üzerinde tarih bulunabilecek gazete, bilgisayar ve televizyon ekranına.

Patronla Son Yemek

·2 dk
Uzun süre dalıp giderse, sadece sigarasının külü uzayıp yemek masasının örtüsüne düşmekle ve parmakları yanmakla kalmayacak, büyük ihtimalle karısıyla konuşmaya dalan, sürekli onun üstüne eğilen, sandalyesinde yan oturmuş, elini kolunu savurmadan duramayan patronuyla, gülümseyip habire şampanya içen karısının dikkatini çekebilecek, burası yerine yalnız başına, rahat kıyafetler içinde, kendisine acıyarak değil orada olduğu için hazla bakan insanların karşısında olmayı tercih ettiğini, imkansızlığı kadar gerçekliğiyle anlayabilecekler, bakışları daha ezici, dilleri daha sivri, varlıklarını etine batırabileceklerdi.