Dinlenik Yazarın Roman Kitabı

Anahtarı bulamayınca bakışlarından yere dikildi. Kadınsa sabredemedi, kocaman gövdesiyle doldu, bunaltıcı kesinliği saç diplerini omuzlamış kanı şevklendi; sehpanın üzerine, kitapların, sayfaların arasına, ara vermeyen soluğuyla didik didik. Orada yoktu ve bunu söyledi çocuk; çünkü gerçekti. Birini kapağından savurdu anası, havanın dudaklarından dökülerek kitaptaki yazılar, kayarak, sallanan sandalyenin kurma dolabına çarptı, çocuğun yüreğini soktu.
Anahtar sehpayla duvarın arasına sıkışmıştı ve elbette sonradan fark edildi.
İyi oldu, dedi anası. Allah var iyi olduydu, rahatlık.
Kırk tur kurdular sandalyeyi. Gittikçe hızlanan, hızlandıkça unutulan, telaşlar içinde eklemleri gıcırdayarak, çalışan, çalışan, durmayan, çalışan bir sandalye, üzerine yatıp kalan çocuk. Ekmek alınacak, günler geçilecek, dersler, dişçi, sallan, emek, sevilecek çocuktan sevilen adama, buhran, saçılmış yazılar, anası toplamaya eğildi, zaman geçmiş, sallan, kalktı sandalye, indi sırtı sırtına, tökezleye tökezleye camdan geçip yere çakıldı. Toplayıcılar kadını ıslık gibi süpürerek yerden, konteynıra. Zaman ne de geçmiş. Yarısından çoğu sıva ve kalanına bulaşmış, pencerelerde kuru hatıraları.
İnip kalktı zaman, sallan.
Bir de tabii o baştaki kitap yıllarca çocuğa ihtimal ihtimal kaydı.