İskeleti dışında kendisine ait hiçbir şeyi kalmamış koltuğun döşemesi artık barut rengi kelebeklerin gelişigüzel serpildiği beyaz kumaştan, gergince sarılmış; kabarık süngerleri, püskülleri sökülmüş ve yerlerine bırakılan hayalet uzuvlar, aylarca biriken tozdan fazla kaşındırmakta.
Sarıldığımız ya da ucundan tutmaya çalıştığımız işlerin devinimsizliği içimizdeki burkulmalara, savrulmalara, dışarı fırlatıldığı anda içeri kapanmalara dokunuyor; onların hızını arttırırken yarattığı boşluk, sabit durmanın da eylem sayıldığı bir durumda, kendi varlığını olumluyordu.
Son metroya yedi dakika kala bir koridordan, yürüyen merdivenden diğerine koşarken insanların istasyona değil, çıkışa doğru gittiğini gördükçe telaşlanıyor, çantasından bozuk paralarını ararken elleri titriyordu.