Masanın Diğer Ucu
·1 dk
Televizyon kutusuna bakmaktan boynunun tutulduğu, gözlerinin yaşardığı, ayak parmaklarının en küçüğünden başlayan karıncalanma bileklerine, bacaklarındaki kıllardan gövdesine, omzuna, boynuna uzandığı, tembellik, hayatta insanın elinden tek sefer dışında çıkamayacak kadar içi dolu edimin ağırlığı ve cüretkarlığıyla sahip olduğu tüm itkileri tek seferde harcamanın çaresizliğiyle kilitlenmiş, sadece kafası hissedilebilir ve berrakken, zamanın geçişini uzayan tırnaklarından anladığı günler -bir de eğer ellerse sakallarından; çünkü artık ne aynaya ne saate bakıyordu ne de üzerinde tarih bulunabilecek gazete, bilgisayar ve televizyon ekranına.