Ana içeriğe geç

Yazılar

Masanın Diğer Ucu

·1 dk
Televizyon kutusuna bakmaktan boynunun tutulduğu, gözlerinin yaşardığı, ayak parmaklarının en küçüğünden başlayan karıncalanma bileklerine, bacaklarındaki kıllardan gövdesine, omzuna, boynuna uzandığı, tembellik, hayatta insanın elinden tek sefer dışında çıkamayacak kadar içi dolu edimin ağırlığı ve cüretkarlığıyla sahip olduğu tüm itkileri tek seferde harcamanın çaresizliğiyle kilitlenmiş, sadece kafası hissedilebilir ve berrakken, zamanın geçişini uzayan tırnaklarından anladığı günler -bir de eğer ellerse sakallarından; çünkü artık ne aynaya ne saate bakıyordu ne de üzerinde tarih bulunabilecek gazete, bilgisayar ve televizyon ekranına.

Patronla Son Yemek

·2 dk
Uzun süre dalıp giderse, sadece sigarasının külü uzayıp yemek masasının örtüsüne düşmekle ve parmakları yanmakla kalmayacak, büyük ihtimalle karısıyla konuşmaya dalan, sürekli onun üstüne eğilen, sandalyesinde yan oturmuş, elini kolunu savurmadan duramayan patronuyla, gülümseyip habire şampanya içen karısının dikkatini çekebilecek, burası yerine yalnız başına, rahat kıyafetler içinde, kendisine acıyarak değil orada olduğu için hazla bakan insanların karşısında olmayı tercih ettiğini, imkansızlığı kadar gerçekliğiyle anlayabilecekler, bakışları daha ezici, dilleri daha sivri, varlıklarını etine batırabileceklerdi.

2: Sapaksız Labirent ve Geçitler: Balkon

·1 dk
Balkonun yeşil sırla kaplı demir korkulukları ortalarından dışarı doğru düzgünce kavislenmiş ve hiçbir süs, işleme barındırmıyor; labirentin tek koridoru arkasında kalmış, orada olduğu bile ayırt edilemeyecek kadar karanlık; duvar karşısında, kare balkonun uzak köşesini oluşturuyor.

Şu Sıralar Yeni Bir Katile İhtiyacımız Yok

·2 dk
Kadın, yedi kat aşağıdaki bahçede yamyassı, parmak izleri kocasının ayakucundaki kalın kristal kül tablasının üstünde, kocası kafatasındaki çatlağıyla koltukta ölü, bakışları hayret dolu ve denebilir ki, sebebi bilinmeyen bir tartışmanın büyümesiyle cinnet geçiren anne, kocasını öldürdükten sonra intihar etti.

Kırılan Küller

·1 dk
Elini televizyon kutusunun içine sokup mumun fitilini tutuşturduğunda saçları büzülmeye, kararmaya, incelmeye, önce ucundan çatallanmaya, ardından köklerine dönerek inmeye, yanık kokusunu arabanın yanından duymaya, şimdi değilse de o gün, başlamış, kendisini ikinci kattaki pencerenin kırık camında bilekleri kesilirken, kardeşine hamile karısını karnından çitlere girmiş tüterken görmüş, oğlunun, yurtta unuttukları, sarhoşluğu yüzünden üvey babasından rica ettiği için yeni kitabının taslaklarını almaya gitmiş ve görevliyi uyandıramamış, geç kalmış, döndüğünde alevlerin etrafını sarmasına şaşırarak, yangından uzakta ve güvende karton kutuyla durmuştu.

1: Sapaksız Labirent ve Geçitler

·1 dk
Duvarın içine doğru kare şeklinde uzanan, tam tamına 37 ekran tüplü bir televizyonun sığabileceği ve dışarı hiç taşmayacağı, yani aynı bir led gibi görünebileceği, içine sönmüş bir mumla kömür kalemin konulduğu, sırt kısmı yerinde de kraft kağıdı olan oyuğun önünde uzundur bekliyordu; çünkü labirentin duvarı uzaklaşmayı bırakınca gidebilecek yeri kalmamıştı.

Rayların Üstünden

·1 dk
Yaşlanmış olsak da gecelerimizde ateşler, danslarımızda serinlik vardı; ama ağaçlara baktıkça kitaplarımızı özlüyorduk ve sonunda şamanımız kıyametten sonraki seksen yılı devirdiğimizi söyledi.

Uçan Muayene Eldiveni

·1 dk
Şehirlerarası otobüste unuttuğum paltomu, cebindeki benim olmayan bez bebekten bir anahtarlıkla beraber cuma günü evime yolladılar.

Oyuntu: Bowling Topu

·1 dk
Bowling Topu. Pandomimci olmak isteyen cüce sevgilisi onu Polonyalı bir karnaval grubuna katılmak için terk ettiğinde yirmi yedi yaşındaydı ve henüz erkekti.