Ana içeriğe geç
  1. Yazılar/

Sözü Edilmiş Son Paragraf

·1 dk

Eniyle boyu güvercin başını geçmeyen grimsi taşların yeni kırılmış gövdelerindeki pürüzlü, tuzlu parlaklıklarıyla havayı törpüleyen sivri köşelerinin açtıkları yaralardan kan diye döktürdükleri damlalar, toprak, ter ve sonunda çamurla lekenmiş yüzün kasları gevşemiş ifadesi, adam ayılırken yüzündeki kaslar kıpırdıyor. Ortalama uzaklıkta, ne yakın ne uzak bir yerden dökülen su sesi duyuluyor. Damıtılabilecek bir ses, özümsenecek ve özlenecek. Elleriyle yerden destek aldığında taşlar yine etine gömülüyor, kesiyor, kendini yukarı ittiğinde kafası ve dizlerinden aşağısı yerden ayrılmıyor. Karnının yükseldiği yerde gerçek boyutlarındaki fare biblosu, kan diye damıtılmış havayla lekelenmiş.